10 Temmuz 2011 Pazar

DÜŞ ve GERÇEK 2

BELEK'te
         Saat sabahın 06.00 sı. Sanırım ocak ayının 2 si ya da 3 üydü. Erkenden uyandım çünkü mutfakta akşamdan kalan bulaşıklar vardı hem onları yıkayıp kaldırmam; hem de öğlen servisi için domatesleri soyup, akşam bitmiş olan soğuk mezelerin yerine yenilerini yapmam gerekiyordu. Aynı zamanda arkadaşlar uyanmadan kahvaltı için çayı demlemeli ve kahvaltılıkları hazırlamalıydım. Zorunluluk ya da benim görevim miydi? Hayır...Ancak bir sene önce müzik yaptığım bu sahil restoranına ertesi sene cebimde beş parasız gelmiş ve ''ben bulaşıkçı olarak burada çalışmak istiyorum'' dediğimde Mustafa her zamanki gülen ve sakin yüzüyle; ''Tabii Kemal ağabey   hoş geldin başımızın üstünde yerin var'' diye cevap vermişti. Yalnızca bu davranışı bile o işletmenin benim kendi mekanım olmasına yetmişti.

       Çok derin bir uykum olmasına karşın, az bir uyku ile yetinmeyi bilen birisi oldum her zaman. O sabah her şey çok güzeldi. Ocak ayının başları olmasına rağmen güneş bütün sıcaklığını iletebilmek için tüm çabasını sarf ediyor gibiydi. Üstelik rüzgar da; sanki güneşi ve ütülenmiş gibi görünen denizi ürkütmemek için başka diyarlara gitmişti. ''Babam nasıl oldu acaba'' diye düşündüm bir an. Çok seneler önce prostat kanserinden ameliyat olmuş iyileşmişti. İki gün önce ablam babamın kötü olduğunu mutlaka hemen İzmir'e gitmem gerektiğini söylemişti telefonda. Oysa bu gece Restoranda ormancıların yemeği vardı ve hem müzik yapmak hem de mutfakta yardımcı olmak zorundaydım. Yemek geç vakitlere kadar süreceği için ertesi gün ancak geceleyin yola çıkabilir; pazartesi sabahı İzmir de olabilirdim. ''kendime gelmem lazım'' diye düşündüm ve doğru odama gidip, mayomu giydim ve kafamdaki bütün düşünceleri bir kenara atıp koştura, koştura kendimi suların içine attım... Atlamamla geri çıkmam arasında sanırım birkaç saniyeden fazla zaman geçmemiştir. Sanki suyun soğukluğu iliklerime kadar işlemişti.

     O gece ormancıların yemeği saat 03.00 e kadar devam etti ama aklımda sürekli İzmir'e gidişimin planlarını yapıyordum. Odama gidip yattığımda saat neredeyse 04.00 ü bulmuştu. Bir anda babamın sesi kulaklarımda çınlamaya başladı. uyudum mu uyanık mıydım tam hatırlamıyorum ama; kulaklarımdaki ses sürekli ''hadi evladım daha fazla bekleyemeyeceğim'' diyordu. Bir anda, fırladım yattığım yerden saate baktım 05.30 olmuştu Belek'ten Serik'e giden ilk minibüsün gelmesine yarım saat vardı. Hemen giyinip Mustafa'ya bir not yazarak minibüse yetişebilmek için koşturmaya başladım. Tam zamanında yetişmiştim. Serik'e ulaştığımızda yol üzerindeki bir otobüs firmasının önünde duran bir otobüs görüp hemen minibüsten indim, Hızla karşıya geçtiğimde İzmir otobüsü olduğunu ve hareket etmek üzere olduğunu gördüm. Bilet alayım derken muavin ''geç ağabey otobüste keseriz biletini'' dedi. Sanki her şey planlanmış gibiydi.

12 yorum:

nilüfer dedi ki...

bi solukta okudum, meraklandım da şimdi devamına..kaleminize kuvvet gönlünüze bereket..

sufi dedi ki...

Haydi! devamını bilsem de meraktayım yine de.

tutsak dedi ki...

o kadar farklı konular varki nasıl birleştireceğimi şu anda kestiremiyorum sevgili Düş. Şimdilik aklıma geleni yazıyorum inşaallah arap saçına dönmez (gerçi kıvır kıvır o da güzeldir ama :)

tutsak dedi ki...

Bildiklerini biliyorsun da canım Ablam ya bilmediklerin :) Gerçi benimle ilgili senin bilmediğin hiçbişey yoktur sanırım

guguk kuşu dedi ki...

öykülerde gereklik payı var mı? özellikle babanızın hastalığ konusunda?

tutsak dedi ki...

Var sevgili Guguk kuşu babamda prostat kanseriydi sanırım oraya yanlış yazmışım.

jasmine,cherry,black dedi ki...

sonra.....

beenmaya dedi ki...

geçmişe şimdi'nin gözlerinde ve sözlerinde bir yolculuk olsa gerek...bekliyoruz devamını...

Uma dedi ki...

bu hikaye yazilirken, bir suru sey hatirlanacak ve bir suru sey serbest kalacak gibi. Yoksa niye gecmise donup, gecmisi yazalim ki :) Hayirlara vesile olsun !

tutsak dedi ki...

Onca senede yaşananları bir anda kaleme dökmek zor sevgili @modabulmacası yavaş yavaş
Sevgiler

Sevgili
@Beenmaya: bir anda karar verim bakalım nerelere gidecek bende merak ediyorum.

@Uma:Dilerim hayırlara vesile olur dediğin gibi.

guguk kuşu dedi ki...

ahh abicim, tabi aklın hep aynı konuda olunca:D

tutsak dedi ki...

Düzelttim sevgili kardeşim. Hep karıştırmışımdır mesane ile prostat'ı