31 Mart 2009 Salı

NİHAYET ÖĞRENDİM



Hayatım boyunca hep merak etmişimdir, sütü mayalayıp yoğurt yapmak için mutlaka az miktarda yoğurda ihtiyacınız vardır; peki ya ''ilk yoğurt nasıl yapıldı o zaman'' diye hepimiz sormuşuzdur mutlaka. Birden aklıma geldi az önce ve google da sorayım bakalım cevap varmı diye ve BULDUMMMMMM YAŞASIN !!!

İLK YOĞURT NASIL MAYALANDI?
Sütten ürettiğimiz besinlerden biri de yoğurttur. Yoğurt, süt proteinlerinin fermentasyonla çökelmesi sonucu oluşan pıhtıdan ibarettir. Genellikle kaynatılıp ılık hale getirilen süte az miktarda eski yoğurdun eklenmesiyle yapılır. Ilık olan sütün ortasına, daha önceden ayrılmış ve suyla karıştırılarak inceltilmiş bir miktar yoğurt yavaş yavaş eklenir. Üzeri kapatılır ve soğumaya alınır. Burada en önemli girdi, sütün yoğurt haline dönüşmesini sağlayan mayadır. Ve yoğurt yapımında bu görevi eski yoğurt üstlenir.
Peki elimizde yoğurt mayalamak için eski yoğurt bulunmuyorsa ne yapmalıyız? Ya da ilk yoğurdun mayası nedir? Bu soruların yanıtları araştırıldığında, göçebe olarak yaşayan atalarımızın karınca yumurtasından yoğurt yaptığına dair bilgiler edinildi. Bunun üzerine ilk yoğurdun karınca yumurtasından mı, karınca toprağından mı, ya da normal topraktan mı mayalandığını kanıtlamak için araştırmalar yapıldı.

Oktay İnce de çalışmasında, eski yoğurt dışındaki doğal mayaların, sütün yoğurda dönüşmesinde işe yarayıp yaramayacağı ve eğer doğal mayalardan yoğurt olursa, ne kalitede olacağını inceledi. Araştırmasında deneysel olarak süte ev koşullarında değişik oranlarda standart (ticari) yoğurt ve doğal mayalar (normal toprak, karınca yuvası çıkışındaki toprak ve karınca yumurtası) ekleyip, elde edilen yoğurtların ve bunlarla hazırlanan yoğurtların bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerini beş gün süreyle araştırdı.

İnce, araştırmasının sonuçları konusunda şu açıklamayı yapıyor: "Araştırmamızda denenen yoğurtların her bir neslinin, zamana bağlı olarak pH değerinde azalma olduğu saptandı. Doğal mayalarla elde edilen yoğurtların 2, 3 ve 4. nesillerinde ölçülen pH değerinin, standart yoğurt pH'sı ile aynı düzeylerde olduğu saptandı. Yoğurtların fiziksel görüntüsü bakımından doğal mayalarla elde edilen yoğurtların 3. ve 4. nesillerinde hemen hemen hiç serum ayrılması gözlenmezken, ev yoğurdunda az da olsa serum ayrılması oldu. Duyusal test sonucunda yapı bakımından en iyi yoğurt, karınca toprağıyla mayalanan yoğurt oldu; görünüm olarak karınca toprağı ve karınca yumurtası olumlu sonuçlar verirken, lezzet olarak da en iyi yoğurdu, karınca toprağıyla yapılan mayalamadan elde ettik.

Sonuç olarak, doğal mayalar kullanılarak yoğurt mayalama işlemi sağlandı ve karınca toprağıyla mayalanan yoğurt panelistler ve tüketiciler tarafından en iyi yoğurt seçildi. Eğer bir gün evinizde yoğurt yapmak için maya bulamazsanız, dışarı çıkıp karıncanın oluşturduğu toprak tepecikten biraz almanız yeterli. Unutmayalım ki bu yoğurdu yemek için üç gün beklemek gerekiyor. Çalışmamızın ilerleyen aşamalarında elde edilen yoğurtların mikrobiyolojik ve besin kalitesini de araştıracağız."
BİLİM ve TEKNİK DERGİSİ 2006

Ne tuhaf insanoğlu değil mi? Şimdide başka bir şeyi merak etmeye başladım o ilk yoğurdu yaparken ılık süte karınca yumurtasını yada toprağını karıştırmak kimin nereden aklına geldi??? Ya da nasıl bir tesadüfle oluştu.

13 yorum:

sufi dedi ki...

Sevgili Tutsak;
Karınca toprağının daha başka şeylere de yaradığını geçen gün discoveryde izledim.İçinde ne biçim bir kimyasal varsa, sivrisinek ve böceklerinde yaklaşmasını önlüyor.Karınca toprağını eline yüzüne sür hiçbir haşarat sana yaklaşamıyormuş.Gelelim yoğurt yapımına; bir ara gay kedi bir tarif vermişti ama şimdi hatırlamıyorum da ilk yoğurdun yapımı herhalde topraklı ayaklarıyla süte giren karıncaların marifetiyle olsa gerek.Rastlantı mı, program mı? Ey yoğurdun atası sevgili karınca sana da varlığından dolayı şükürler olsun.Sevgilerimle.

guguk kuşu dedi ki...

ne güzel bilgilendirdin bizi, rastlantıysa bile iyi bir rastlantı olmuş. Gerçi bı bize göre bir rastlantı. O herşeyi düzenlemiştir. Bizim aklımız anca bu kadar erer. Rabbimize şükürler olsun. MMMm ne güzel yoğurdu çok severim.

tutsak dedi ki...

Sevgili
Tontini
O zaman (tabii ki bir varsayım denemekte yarar var ) yazın sivrisineklerden korunmak için yoğurdu kullanabilirmiyiz ki acaba ??? :)
guguk kuşu
Hiçbirşey raslantı değil tabii ki ve de dediğin gibi şükürler olsun bunca nimet bize sunan!a

nilüfer dedi ki...

bunu hiç bilmiyordum, ögrendim şimdi, gerçekten enteresan,küçücük karinca yaptigi şey ne büyük, bu kavramlar nasilda izafi işte, sağolun, sevgimle:)

beenmaya dedi ki...

bende bilmiyordum sayende bir bilgi daha eklenmiş oldu dağarcığıma...bu arada karıncalar sadece çalışkanlıklarıyla değil bu konuda da her zaman aklımızda olacaklar anlaşılan...

Belgin dedi ki...

Tutsak`cim ne güzel bilgiler vermissin, ellerine saglik.
Su karincalar ve arilar, gercekten mucizeler yaratan varliklar.

Cok Tesekkürler

tutsak dedi ki...

Sevgili
düş, beenmaya ve Belgin
İnsan yaşadığı sürece yeni birşeyler öğreniyor öğrenmenin sonu yok sanırım. Karıncalar ve Arılar ve hatta en işe yaramaz dediğimiz canlının bile bir görevi var sanırım.

Kitap ve Demlik dedi ki...

Benim de hep merak ettiğim bir konuydu ama bu konuyu merak ettiğimi bile unutmuşum. Sayende hatırlayıp öğrendim ve şükrettim.

Belgin dedi ki...

Tutsak`cım yorumuma yazdığın cevap bana bir hikayeyi hatırlattı ve paylaşmak istedim:
Adamın biri bir gün bir .ok böceği görür ve “Allahım biliyorum yarattığın her şeyde bir hayır vardır, ama bunu neden yarattığını bir türlü aklım almıyor“ der. Gel zaman, git zaman adam kötü bir hastalığa yakalanır ve doktor, doktor gezer. Doktorlar bir çaresini bulamazlar.
Birileri, şurada bir bilge kişi var, bir de git ona sor derler. Adam bir ümit der, gider bilgine.
Bilgin ona „Senin derdinin bir tek çaresi var, o da ..ok böceğinin tükürüğü” der. Adam da, “Onun tükürüğünü nereden bulayım ben”, der. Bilge de, “böceğin kendisini yutacaksın“ diye cevap verir.
Adam çaresiz, yutar böceği ve iyileşir.

Adam bir gün, bir Gemi yolculuğuna çıkar. Tam denizin ortasındayken bir fırtınaya yakalanırlar. Herkes başlar dua etmeye. Adam bir köşeye oturur ve hiç sesini çıkarmaz. Onu böyle gören yolcunun biri „Niye böyle oturuyorsun, sende kurtulmamız için dua etsene“, der.

Adam da „Yok ya“ der, „Ben Allahın işine bir kere karıştım, bana .ok böceğini yedirdi, ben bir daha O nun işine burnumu sokarmıyım hiç!!“

Sevgilerimle

tutsak dedi ki...

Hoş bir hikaye sevgiili Belgin
valla korktum ben de karışmıycam bi daha işlerine. :)
Sevgiler

Maryjade dedi ki...

mrh Tutsak,dün yoğunluğumdan yazını okuyamadım ama iyiki bugün okumuşum,bende hep bunu merak ederdim ama hiç araştırmamıştım,eline sağlık ama şimdi bende merak etmekteyim toprağı ılık süt ile karşıştırmak kimin ve nasıl aklına geldi! :)

Nilambara dedi ki...

uzun bir aradan sonra tekrar merhaba :)
şimdilik kısa bir ziyaret sonra detay detay kaçırılanlar okunacak derken hep merak ettiğim sorunun cevabını görünce hemen okudum ve evet son soruları ben de merak etmeye başladım :))
sevgiler,

tutsak dedi ki...

Sevgili
Maryjade ve hoşgeldin
Nilambara
Tahminen ılık sütün kokusuna gelip içine düşen karıncalar sayesinde oluşmuş olabilir. Merak ettim bir de bir gün az da olsa bir miktar sütle denemeyi düşünüyorum :))
Sevgiler